موضع
الإزار
86- izarın Boyu
أخبرنا محمد
بن عبد الأعلى
قال ثنا خالد
قال ثنا شعبة
عن الأشعث بن
سليمان قال
سمعت عمتي تحدث
عن عمي أنه
كان بالمدينة
فإذا هو يقول
ارفع ثوبك فإنه
أتقى وأبقى
فنظرت فإذا هو
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فقلت
إنما هي بردة
ملحاء فقال أما
لك في أسوة
فنظرت فإذا
إزاره إلى نصف
الساق
[-: 9602 :-] Eş'as b. Suleym der ki:
Halamın bildirdiğine göre, amcam Medine'de idi. Birisi kendisine:
"Elbiseni yukan çek. Çünkü öylesi takva yönünden daha güzelolmakla
beraber, elbisenin ömrü de daha uzun olur" dedi.
Amcam der ki: Baktığımda
bu kişinin Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) olduğunu gördüm. Bunun
üzerine ona: "Bu güzel bir hırkadır" dedim.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Bana benzemek istemez misin?" deyince baktım ki
izarı bacak baldırının ortasına kadar uzanmıştı.
Tuhfe: 9744
Diğer tahric: Hadisi
Tirmizi, Şemail (120) ve Ahmed, Müsned (23086) rivayet etmişlerdir.
أخبرنا عمرو
بن يزيد قال
ثنا بهز بن
أسد قال ثنا
أبو عبد
الرحمن وهو
ثقة قال ثنا
شعبة عن
الأشعث بن
سليم قال سمعت
عمتي تحدث عن
عمها أنه كان
بالمدينة
يمشي فإذا رجل
قال ارفع
إزارك فإنه
أبقى وأتقى
فنظرت فإذا
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فقلت يا
رسول الله
إنما هي بردة
ملحاء قال أما
لك في أسوة فنظرت
فإذا إزاره
على نصف الساق
[-: 9603 :-] Eş'as b. Suleym der ki:
Halamın bildirdiğine göre, amcam Medine'de yürüyordu. Adamın biri ona:
"Elbiseni yukan çek. Çünkü öylesi takva yönünden daha güzelolmakla beraber,
giysinin ömrü de daha uzun olur" dedi.
Amcam der ki: Baktığımda
bu kişinin Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) olduğunu gördüm. Bunun
üzerine ona: "Ey Allah'ın Resulü! Bu güzel bir hırkadır" dedim.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bana benzemek istemez
misin?" deyince baktım ki izarı, bacak baldırının ortasındaydı.
Tuhfe: 9744
أخبرنا عبد
الرحمن بن
محمد بن سلام
الطرسوسي قال
ثنا أبو النضر
قال ثنا شيبان
عن أشعث قال حدثتني
عمتي عن عم
أبي عبيد بن
خالد قال قدمت
المدينة وأنا
رجل شاب
أعرابي وقد
أرخيت إزاري
فلحقني رجل من
خلفي فذكر
نحوه
[-: 9604 :-] Eş'as b. Süleym der ki:
Halamm bildirdiğne göre, amcam Ebu Ubeyd b. Halid: "Ben genç bir bedevi
iken Medine'ye gittim. izarımı gevşetmiştim. Adamın biri arkamdan geldi ...
" dedi ve bir önceki hadise benzer bir rivayette bulundu.
Tuhfe: 9744
الاختلاف
على أبي إسحاق
فيه
أخبرنا عبد
الله بن محمد
بن تميم
المصيصي قال ثنا
حجاج عن يونس
عن أبي إسحاق
عن البراء بن
عازب قال أخذ
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم بعضلة
ساقي فقال
انزو إلى ها
هنا أسفل من
عضلة فإن أبيت
فلا حق للإزار
في الكعبين
[-: 9605 :-] Bera b. Azib der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bacağının baldırını tutup, baldırının
alt tarafını göstererek: "Buraya kadar izarlan. Daha da uzatmak istersen
bil ki izar topuklara kadar inmez" buyurdu.
Tuhfe: 1905
Bu Hadisi Kütüb-i
Sitte sahipleri içinde sadece Nesai rivayet etmiştir.
أخبرني
زكريا بن يحيى
قال ثنا أبو
إبراهيم
الترجماني
إسماعيل بن
إبراهيم قال
ثنا شعيب وهو
بن صفوان عن
أبي إسحاق عن
سلمة بن زفر
عن حذيفة قال
أخذ رسول الله
صلى الله عليه
وسلم بعضلة
ساقي فقال هذا
موضع الإزار
فإن أبيت فدون
هذا فإن أبيت
فلا حق للإزار
في الكعبين
قال أبو عبد
الرحمن وكلا
الحديثين خطأ
والصواب الذي
بعدهما
[-: 9606 :-] Huzeyfe der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bacağının baldırını tutup, baldırının
alt tarafını göstererek: "Buraya kadar izarlan. Daha da uzatmak istersen
biraz daha aşağı olabilir. Daha da uzatmak istersen bil ki izar topuklara kadar
inmez" buyurdu.
Nesai der ki: Bu iki
rivayet te hatalıdır. Sağlamı bunlardan sonraki hadistir.
Tuhfe: 3354
أخبرنا
قتيبة بن سعيد
قال ثنا أبو
الأحوص عن أبي
إسحاق عن مسلم
بن يزيد عن
حذيفة قال أخذ
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم بأسفل من
عضلة ساقي أو
ساقه فقال هذا
موضع الإزار
فإن أبيت فأسفل
فإن أبيت فلا
حق للإزار في
الكعبين
[-: 9607 :-] Huzeyfe der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bacağını veya baldırını tuttu ve:
"İzarın uzunluğu buraya kadardır. Daha da uzatmak istersen biraz daha
indirirsin. Daha da uzatmak istersen bil ki izar topuklara kadar inmez"
buyurdu.
9608, 9609 ve 9610.
hadislerde tekrar gelecektir. - Tuhfe:
3383
Diğer tahric: Hadisi
İbn Mace (3572), Tirmizi (183), Şemail (122), Ahmed, Müsned (23243) ve İbn
Hibban (5445) rivayet etmişlerdir.
أخبرنا
إسحاق بن
إبراهيم
ومحمد بن
قدامة عن جرير
عن الأعمش عن
أبي إسحاق عن
مسلم بن يزيد
عن حذيفة قال
قال رسول الله
صلى الله عليه
وسلم موضع
الإزار إلى
أنصاف
الساقين
والعضلة فإن أبيت
فأسفل فإن
أبيت فمن وراء
الساق ولا حق
للكعبين في
الإزار
واللفظ لمحمد
[-: 9608 :-] Huzeyfe, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "İzarın uzunluğu baldırlarının ortasına
kadardır. Daha da uzatmak istersen biraz daha indirirsin. Daha da uzatmak
istersen baldırın alt tarafına kadar uzatabilirsin. Daha da uzatmak istersen
bil ki izar topuklara kadar inmez" buyurduğunu bildirir.
Lafız Muhammed (b.
Kadame)'ye aittir.
Mücteba: 8/206; Tuhfe:
3383
أخبرني محمد
بن آدم
المصيصي قال
ثنا عبد الرحيم
عن زكريا بن
أبي زائدة عن
أبي إسحاق عن
مسلم بن يزيد
عن حذيفة بن
اليمان قال
وضع النبي صلى
الله عليه
وسلم يده على
عضلة ساقه أو
ساقي ثم قال
هنا موضع
الإزار ثم
أدنى يده فقال
فإلى ها هنا
ثم أدناها
أيضا فقال
وإلا فإلى ها
هنا ثم قال
ولا حق للإزار
في الكعبين
[-: 9609 :-] Huzeyfe b. el-Yeman der
ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elini bacağına veya baldırına koydu ve:
"İzarın uzunluğu buraya kadardır" buyurdu. Sonra elini biraz daha
aşağı indirip: "Buraya kadardır" buyurdu. Sonra bir daha elini biraz
daha aşağı indirip: "En son buraya kadardır" dedikten sonra:
"İzar topuklara kadar inmez" buyurdu.
Tuhfe: 3383
أخبرنا أحمد
بن سليمان قال
ثنا محمد بن
عبيد الطنافسي
كوفي وعثمان
بن عبد الرحمن
الحراني عن
فطر عن أبي
إسحاق عن مسلم
بن يزيد عن
حذيفة بن
اليمان قال
أخذ رسول الله
صلى الله عليه
وسلم بعضلة
ساقي فقال
الإزار ها هنا
فإن أبيت فإلى
أسفل من ذلك
فإن أبيت فلا
حق للكعبين في
الإزار
[-: 9610 :-] Huzeyfe b. el-Yeman der
ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) baldırını tuttu ve: "İzarın
uzunluğu buraya kadardır. Daha da uzatmak istersen biraz daha indirirsin. Daha
da uzatmak istersen bil ki izar topuklara kadar inmez" buyurdu.
Tuhfe: 3383
9607. hadiste tahrici
yapıldı.
أخبرنا عمرو
بن علي قال
ثنا عبد
العزيز بن عبد
الصمد قال ثنا
يونس بن عبيد
عن عبيدة
الهجيمي عن
جابر بن سليم
الهجيمي قال
أتيت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم وهو
محتبي ببردة
له قد تناثر
هدبها على
قدمه فقلت يا
رسول الله
أوصني قال اتق
الله ولا
تحقرن من
المعروف شيئا
ولو أن تفرغ
من دلوك في
إناء
المستسقي ولو
أن تكلم أخاك
ووجهك منبسط
إليه وإياك
وإسبال
الإزار فإن
إسبال الإزار
من المخيلة
وإن الله لا
يحب المخيلة
[-: 9611 :-] Cabir b. Süleym
el-Huceymı der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına
geldiğimde O hırkasını giymiş ve çömelmişti. Hırkası ayaklarının üzerine
değiyordu .. Ben de: "Ey Allah'ın Resulü! Bana vasiyette bulun"
deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah'tan hakkıyla
kork ve hiçbir iyiliği küçümseme. Bu iyilik, kovandaki suyu su dağıtan birinin
kabına boşaltmak olsa bile. Bu iyilik kardeşinle güleryüz ile konuşmak olsa
bile. İzarını da yerde sürümekten sakın. Çünkü izarı yerde sürümek
kibirliliktir. Allah Teala ta kibiri sevmez" buyurdu,
9612, 9613, 9614,
9615, 9616, 10076, 10077, 10078 ve 10079. hadislerde tekrar gelecektir. - Tuhfe: 2124
Diğer tahric: Hadisi
Buhari, Edebü'l-Müfred (1182), Ebu Davud (4075, 4084, 5209), Tirmizi (2721,
2722) ve Ahmed, Müsned (20632) rivayet etmişlerdir.
أخبرنا محمد
بن بشار قال
ثنا حماد بن
مسعدة البصري قال
ثنا قرة بن
خالد البصري
عن قرة بن
موسى الهجيمي
وأخبرنا محمد
بن بشار قال
ثنا أبو عامر قال
ثنا قرة بن
خالد عن قرة
بن موسى
الهجيمي عن
سليم بن جابر
الهجيمي قال
أتيت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم وهو
محتبي ببردة
وإن هدابها
لعلي قدميه
قلت يا رسول
الله أوصني قال
عليك باتقاء
الله ولا
تحقرن من
المعروف شيئا
ولو أن تكلم
أخاك ووجهك
إليه منبسط
وإياك وإسبال
الإزار فإنما
هي من المخيلة
وإن الله لا يحبها
[-: 9612 :-] Cabir b. Süleym
el-Huceymı der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanl,na
gittiğimde hırkasına bürünmüştü. Hırkası ayaklarının üzerine değiyordu. Bende:
"Ey Allah'ın Resulü! Bana tavsiyede bulun" deyince, Resulullah
(sallallahu ale'-ihi vesellem): "Allah'tan hakkıyla kork ve hiçbir iyiliği
küçümseme. Bu iyilik kardeşinle güleryüz ile konuşmak olsa bile. İzarını da
yerde sürümekten sakın. Çünkü izarı yerde sürümek kibirliliktir. Allah Teala ta
kibiri sevmez" buyurdu,
Tuhfe: 2124
أخبرنا
إسماعيل بن
مسعود قال ثنا
خالد بن الحارث
قال ثنا قرة
بن خالد قال
ثنا قرة بن
موسى الهجيمي
قال ثنا مشيختنا
عن مسلم بن
جابر قال
انتهيت إلى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم وهو
محتبي في بردة
وإن هدبها
لعلي قدميه
قلت يا رسول
الله أوصني
قال عليك
باتقاء الله
ولا تحقرن من
المعروف شيئا ولو
أن تفرغ
للمستسقي
وإياك وإسبال
الإزار فإنها
من المخيلة
ولا يحبها
الله
[-: 9613 :-] Cabir b. Süleym
el-Huceymı der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına
vardığımda O hırkasını giymiş ve çömelmişti. Hırkası ayaklarının üzerine
değiyordu. Ben: "Ey Allah'ın Resulü! Bana tavsiyede bulun" deyince,
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah'tan hakkıyla kork ve
hiçbir iyiliği. küçümseme. Bu iyilik, kovandaki suyu su dağıtan birinin kabına
boşaltmak olsa bile. İzarınıda yerde sürümekten sakın. Çünkü izarı yerde
sürümek kibirliliktir. Allah Teala ta kibiri sevmez" buyurdu.
Tuhfe: 2124
أخبرنا أحمد
بن عثمان بن
حكيم الأودي
قال ثنا خالد
بن مخلد قال
ثنا عبد الملك
بن الحسن قال سمعت
سهم بن
المعتمر يحدث
عن الهجيمي
أنه قدم المدينة
فلقي النبي
صلى الله عليه
وسلم في بعض
أزقة المدينة
فوافقه فإذا
هو متزر بإزار
قطر قد انتثرت
حاشيته وقال
عليك السلام
يا رسول الله
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
عليك السلام
تحية الموتى
فقال يا رسول
الله أوصني
فقال لا تحقرن
شيئا من
المعروف أن
تأتيه ولو أن
تهب صلة الحبل
ولو أن تفرغ
من دلوك في
إناء
المستسقي ولو
أن تلقى أخاك
المسلم ووجهك
بسط إليه ولو
أن تؤنس
الوحشتان بنفسك
ولو أن تهب
الشسع قال أبو
عبد الرحمن سهم
بن المعتمر
ليس معروف
أخبرنا محمد
بن بشار قال
ثنا عبد
الوهاب الثقفي
قال ثنا خالد
عن أبي تميمة
واسمه طريف بن
مجالد البصري
عن رجل من
بلهجيم أنه
أتى رسول الله
صلى الله عليه
وسلم قال قلت
أوصني قال لا
تسبن أحدا ولا
تزهد في معروف
[-: 9614 :-] Sehm b. Mu'temir,
Huceymı'den bildiriyor: Huceymı, Medine'ye yetişti ve Resulullah'l (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Medine sokaklarından bir sokakta buldu ve ona eşlik etti. O
kalın bir hırka giymişti ve kenarları sökülmüş Katarı bir izara bürünmüştü.
Huceymı: "Aleykesselam, ey Allah'ın Resulü!" deyince, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Aleykesselam ölülerin selamıdır" buyurdu.
Huceyrmı: "Ey Muhammed! Bana tavsiyede bulun" deyince, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yapacağın hiçbir iyiliği. küçümseme. Bir
ip parçası veriyor olsan bile. Bu iyilik, kovandaki suyu su dağıtan birinin
kabına boşaltmak olsa bile. Bu iyilik Müslüman kardeşinle buluştuğunda güleryüz
göstermek olsa bile. Bu iyilik üzgün birini konuşturup teselli etmek olsa bile.
Bu iyilik bir ayakabı bağı hibe ediyor olsan bile" buyurdu.
Nesai der ki: Sehm b.
el-Mu'temir tanınan biri değildir.
Tuhfe: 2124
9611. hadiste tahrici
yapıldı.
[-: 9615 :-] Adı Tarif b. Mudılid
el-Basri olan Ebu Temime der ki: Adamın biri, Belhuceym'den bildiriyor: 0,
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gitti ve: "Bana tavsiyede
bulun" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kimseye
sövme. Hiç bir iyiliği de küçümseyip terk etme. Bu iyilik kardeşinle güleryüz
ile konuşmak olsa bile. Bu iyilik, kovandaki suyu su dağıtan birinin kabına
boşaltmak olsa bile. İzarın uzunluğu bacak baldırlarının ortasına kadardır.
Daha da uzatmak istersen biraz daha indirirsir;. İzarını yerde sürümekten
sakın. Çünkü izarı yerde sürümek kibirliliktir. Allah Teala ta kibiri
sevmez" buyurdu.
Tuhfe: 2124
9611. hadiste tahrici
yapıldı.
أخبرنا محمد
بن عبد الله
بن المبارك
قال ثنا أبو
هشام المغيرة
بن سلمة
المخزومي قال
أبو عبد
الرحمن وهو
ثقة قال ثنا
سلام بن مسكين
قال ثنا عقيل
بن طلحة
السلمي عن أبي
جزي الهجيمي
أنه قال يا
رسول الله إنا
قوم من أهل
البادية فنحب
أن تعلمنا
عملا لعل الله
ينفعنا به قال
لا تحقرن من
المعرف شيئا
ولو أن تفرغ
من دلوك في
إناء
المستسقي ولو
تكلم أخاك
ووجهك إليه منبسط
وإياك وتسبيل
الإزار فإنها
من الخيلاء والخيلاء
لا يحبها الله
وإذا سبك رجل
بما يعلمه فيك
فلا تسبه بما
تعلمه فيه
فإنه يكون أجر
ذلك لك ووباله
عليه
[-: 9616 :-] Ukayl b. Talha
el-Sülemi, Ebu Curey el-Huceymi'den bildiriyor: Huceymı: "Ey Allah'ın
Resulü! Biz çölde oturan bir kavimiz. Bizlere bir şeyler öğretmeni istiyoruz.
Umulur ki Allah bize bu iyilikle fayda sağlar" dedi. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hiçbir iyiliği küçümseme. Bu iyilik,
kovandaki suyu su dağıtan birinin kabına boşaltmak olsa bile. Bu iyilik
kardeşinle güleryüz ile konuşmak olsa bile. İzarını yerde sürümekten sakın.
Çünkü izarı yerde sürümek kibirliliktir. Allah Teala ta kibiri sevmez. Adamın
biri sende bildiği bir şeyle (kusurla) sana söverse, sen de onda bildiğin bir
şeyle (kusurla) ona sövme. Öyle yaparsan sevap senin, vebal da onun olur."
Tuhfe: 2124
9611. hadiste tahrici
yapıldı.