NESAİ SÜNEN-İ KÜBRA

Bablar    Konular    Numaralar

KİTABU’Z-ZİYNET

<< 2453 >>

موضع الإزار

86- izarın Boyu

 

أخبرنا محمد بن عبد الأعلى قال ثنا خالد قال ثنا شعبة عن الأشعث بن سليمان قال سمعت عمتي تحدث عن عمي أنه كان بالمدينة فإذا هو يقول ارفع ثوبك فإنه أتقى وأبقى فنظرت فإذا هو رسول الله صلى الله عليه وسلم فقلت إنما هي بردة ملحاء فقال أما لك في أسوة فنظرت فإذا إزاره إلى نصف الساق

 

[-: 9602 :-] Eş'as b. Suleym der ki: Halamın bildirdiğine göre, amcam Medine'de idi. Birisi kendisine: "Elbiseni yukan çek. Çünkü öylesi takva yönünden daha güzelolmakla beraber, elbisenin ömrü de daha uzun olur" dedi.

Amcam der ki: Baktığımda bu kişinin Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) olduğunu gördüm. Bunun üzerine ona: "Bu güzel bir hırkadır" dedim.

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bana benzemek istemez misin?" deyince baktım ki izarı bacak baldırının ortasına kadar uzanmıştı.

 

Tuhfe: 9744

 

Diğer tahric: Hadisi Tirmizi, Şemail (120) ve Ahmed, Müsned (23086) rivayet etmişlerdir.

 

 

أخبرنا عمرو بن يزيد قال ثنا بهز بن أسد قال ثنا أبو عبد الرحمن وهو ثقة قال ثنا شعبة عن الأشعث بن سليم قال سمعت عمتي تحدث عن عمها أنه كان بالمدينة يمشي فإذا رجل قال ارفع إزارك فإنه أبقى وأتقى فنظرت فإذا رسول الله صلى الله عليه وسلم فقلت يا رسول الله إنما هي بردة ملحاء قال أما لك في أسوة فنظرت فإذا إزاره على نصف الساق

 

[-: 9603 :-] Eş'as b. Suleym der ki: Halamın bildirdiğine göre, amcam Medine'de yürüyordu. Adamın biri ona: "Elbiseni yukan çek. Çünkü öylesi takva yönünden daha güzelolmakla beraber, giysinin ömrü de daha uzun olur" dedi.

Amcam der ki: Baktığımda bu kişinin Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) olduğunu gördüm. Bunun üzerine ona: "Ey Allah'ın Resulü! Bu güzel bir hırkadır" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bana benzemek istemez misin?" deyince baktım ki izarı, bacak baldırının ortasındaydı.

 

Tuhfe: 9744

 

 

أخبرنا عبد الرحمن بن محمد بن سلام الطرسوسي قال ثنا أبو النضر قال ثنا شيبان عن أشعث قال حدثتني عمتي عن عم أبي عبيد بن خالد قال قدمت المدينة وأنا رجل شاب أعرابي وقد أرخيت إزاري فلحقني رجل من خلفي فذكر نحوه

 

[-: 9604 :-] Eş'as b. Süleym der ki: Halamm bildirdiğne göre, amcam Ebu Ubeyd b. Halid: "Ben genç bir bedevi iken Medine'ye gittim. izarımı gevşetmiştim. Adamın biri arkamdan geldi ... " dedi ve bir önceki hadise benzer bir rivayette bulundu.

 

Tuhfe: 9744

 

 

الاختلاف على أبي إسحاق فيه

 

أخبرنا عبد الله بن محمد بن تميم المصيصي قال ثنا حجاج عن يونس عن أبي إسحاق عن البراء بن عازب قال أخذ رسول الله صلى الله عليه وسلم بعضلة ساقي فقال انزو إلى ها هنا أسفل من عضلة فإن أبيت فلا حق للإزار في الكعبين

 

[-: 9605 :-] Bera b. Azib der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bacağının baldırını tutup, baldırının alt tarafını göstererek: "Buraya kadar izarlan. Daha da uzatmak istersen bil ki izar topuklara kadar inmez" buyurdu.

 

Tuhfe: 1905

 

Bu Hadisi Kütüb-i Sitte sahipleri içinde sadece Nesai rivayet etmiştir.

 

 

أخبرني زكريا بن يحيى قال ثنا أبو إبراهيم الترجماني إسماعيل بن إبراهيم قال ثنا شعيب وهو بن صفوان عن أبي إسحاق عن سلمة بن زفر عن حذيفة قال أخذ رسول الله صلى الله عليه وسلم بعضلة ساقي فقال هذا موضع الإزار فإن أبيت فدون هذا فإن أبيت فلا حق للإزار في الكعبين قال أبو عبد الرحمن وكلا الحديثين خطأ والصواب الذي بعدهما

 

[-: 9606 :-] Huzeyfe der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bacağının baldırını tutup, baldırının alt tarafını göstererek: "Buraya kadar izarlan. Daha da uzatmak istersen biraz daha aşağı olabilir. Daha da uzatmak istersen bil ki izar topuklara kadar inmez" buyurdu.

 

Nesai der ki: Bu iki rivayet te hatalıdır. Sağlamı bunlardan sonraki hadistir.

 

Tuhfe: 3354

 

 

أخبرنا قتيبة بن سعيد قال ثنا أبو الأحوص عن أبي إسحاق عن مسلم بن يزيد عن حذيفة قال أخذ رسول الله صلى الله عليه وسلم بأسفل من عضلة ساقي أو ساقه فقال هذا موضع الإزار فإن أبيت فأسفل فإن أبيت فلا حق للإزار في الكعبين

 

[-: 9607 :-] Huzeyfe der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bacağını veya baldırını tuttu ve: "İzarın uzunluğu buraya kadardır. Daha da uzatmak istersen biraz daha indirirsin. Daha da uzatmak istersen bil ki izar topuklara kadar inmez" buyurdu.

 

9608, 9609 ve 9610. hadislerde tekrar gelecektir. -  Tuhfe: 3383

 

Diğer tahric: Hadisi İbn Mace (3572), Tirmizi (183), Şemail (122), Ahmed, Müsned (23243) ve İbn Hibban (5445) rivayet etmişlerdir.

 

 

أخبرنا إسحاق بن إبراهيم ومحمد بن قدامة عن جرير عن الأعمش عن أبي إسحاق عن مسلم بن يزيد عن حذيفة قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم موضع الإزار إلى أنصاف الساقين والعضلة فإن أبيت فأسفل فإن أبيت فمن وراء الساق ولا حق للكعبين في الإزار واللفظ لمحمد

 

[-: 9608 :-] Huzeyfe, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "İzarın uzunluğu baldırlarının ortasına kadardır. Daha da uzatmak istersen biraz daha indirirsin. Daha da uzatmak istersen baldırın alt tarafına kadar uzatabilirsin. Daha da uzatmak istersen bil ki izar topuklara kadar inmez" buyurduğunu bildirir.

Lafız Muhammed (b. Kadame)'ye aittir.

 

Mücteba: 8/206; Tuhfe: 3383

 

 

أخبرني محمد بن آدم المصيصي قال ثنا عبد الرحيم عن زكريا بن أبي زائدة عن أبي إسحاق عن مسلم بن يزيد عن حذيفة بن اليمان قال وضع النبي صلى الله عليه وسلم يده على عضلة ساقه أو ساقي ثم قال هنا موضع الإزار ثم أدنى يده فقال فإلى ها هنا ثم أدناها أيضا فقال وإلا فإلى ها هنا ثم قال ولا حق للإزار في الكعبين

 

[-: 9609 :-] Huzeyfe b. el-Yeman der ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elini bacağına veya baldırına koydu ve: "İzarın uzunluğu buraya kadardır" buyurdu. Sonra elini biraz daha aşağı indirip: "Buraya kadardır" buyurdu. Sonra bir daha elini biraz daha aşağı indirip: "En son buraya kadardır" dedikten sonra: "İzar topuklara kadar inmez" buyurdu.

 

Tuhfe: 3383

 

 

أخبرنا أحمد بن سليمان قال ثنا محمد بن عبيد الطنافسي كوفي وعثمان بن عبد الرحمن الحراني عن فطر عن أبي إسحاق عن مسلم بن يزيد عن حذيفة بن اليمان قال أخذ رسول الله صلى الله عليه وسلم بعضلة ساقي فقال الإزار ها هنا فإن أبيت فإلى أسفل من ذلك فإن أبيت فلا حق للكعبين في الإزار

 

[-: 9610 :-] Huzeyfe b. el-Yeman der ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) baldırını tuttu ve: "İzarın uzunluğu buraya kadardır. Daha da uzatmak istersen biraz daha indirirsin. Daha da uzatmak istersen bil ki izar topuklara kadar inmez" buyurdu.

 

Tuhfe: 3383

9607. hadiste tahrici yapıldı.

 

 

أخبرنا عمرو بن علي قال ثنا عبد العزيز بن عبد الصمد قال ثنا يونس بن عبيد عن عبيدة الهجيمي عن جابر بن سليم الهجيمي قال أتيت رسول الله صلى الله عليه وسلم وهو محتبي ببردة له قد تناثر هدبها على قدمه فقلت يا رسول الله أوصني قال اتق الله ولا تحقرن من المعروف شيئا ولو أن تفرغ من دلوك في إناء المستسقي ولو أن تكلم أخاك ووجهك منبسط إليه وإياك وإسبال الإزار فإن إسبال الإزار من المخيلة وإن الله لا يحب المخيلة

 

[-: 9611 :-] Cabir b. Süleym el-Huceymı der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına geldiğimde O hırkasını giymiş ve çömelmişti. Hırkası ayaklarının üzerine değiyordu .. Ben de: "Ey Allah'ın Resulü! Bana vasiyette bulun" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah'tan hakkıyla kork ve hiçbir iyiliği küçümseme. Bu iyilik, kovandaki suyu su dağıtan birinin kabına boşaltmak olsa bile. Bu iyilik kardeşinle güleryüz ile konuşmak olsa bile. İzarını da yerde sürümekten sakın. Çünkü izarı yerde sürümek kibirliliktir. Allah Teala ta kibiri sevmez" buyurdu,

 

9612, 9613, 9614, 9615, 9616, 10076, 10077, 10078 ve 10079. hadislerde tekrar gelecektir.  - Tuhfe: 2124

 

Diğer tahric: Hadisi Buhari, Edebü'l-Müfred (1182), Ebu Davud (4075, 4084, 5209), Tirmizi (2721, 2722) ve Ahmed, Müsned (20632) rivayet etmişlerdir.

 

 

أخبرنا محمد بن بشار قال ثنا حماد بن مسعدة البصري قال ثنا قرة بن خالد البصري عن قرة بن موسى الهجيمي وأخبرنا محمد بن بشار قال ثنا أبو عامر قال ثنا قرة بن خالد عن قرة بن موسى الهجيمي عن سليم بن جابر الهجيمي قال أتيت رسول الله صلى الله عليه وسلم وهو محتبي ببردة وإن هدابها لعلي قدميه قلت يا رسول الله أوصني قال عليك باتقاء الله ولا تحقرن من المعروف شيئا ولو أن تكلم أخاك ووجهك إليه منبسط وإياك وإسبال الإزار فإنما هي من المخيلة وإن الله لا يحبها

 

[-: 9612 :-] Cabir b. Süleym el-Huceymı der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanl,na gittiğimde hırkasına bürünmüştü. Hırkası ayaklarının üzerine değiyordu. Bende: "Ey Allah'ın Resulü! Bana tavsiyede bulun" deyince, Resulullah (sallallahu ale'-ihi vesellem): "Allah'tan hakkıyla kork ve hiçbir iyiliği küçümseme. Bu iyilik kardeşinle güleryüz ile konuşmak olsa bile. İzarını da yerde sürümekten sakın. Çünkü izarı yerde sürümek kibirliliktir. Allah Teala ta kibiri sevmez" buyurdu,

 

Tuhfe: 2124

 

 

أخبرنا إسماعيل بن مسعود قال ثنا خالد بن الحارث قال ثنا قرة بن خالد قال ثنا قرة بن موسى الهجيمي قال ثنا مشيختنا عن مسلم بن جابر قال انتهيت إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم وهو محتبي في بردة وإن هدبها لعلي قدميه قلت يا رسول الله أوصني قال عليك باتقاء الله ولا تحقرن من المعروف شيئا ولو أن تفرغ للمستسقي وإياك وإسبال الإزار فإنها من المخيلة ولا يحبها الله

 

[-: 9613 :-] Cabir b. Süleym el-Huceymı der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına vardığımda O hırkasını giymiş ve çömelmişti. Hırkası ayaklarının üzerine değiyordu. Ben: "Ey Allah'ın Resulü! Bana tavsiyede bulun" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah'tan hakkıyla kork ve hiçbir iyiliği. küçümseme. Bu iyilik, kovandaki suyu su dağıtan birinin kabına boşaltmak olsa bile. İzarınıda yerde sürümekten sakın. Çünkü izarı yerde sürümek kibirliliktir. Allah Teala ta kibiri sevmez" buyurdu.

 

Tuhfe: 2124

 

 

أخبرنا أحمد بن عثمان بن حكيم الأودي قال ثنا خالد بن مخلد قال ثنا عبد الملك بن الحسن قال سمعت سهم بن المعتمر يحدث عن الهجيمي أنه قدم المدينة فلقي النبي صلى الله عليه وسلم في بعض أزقة المدينة فوافقه فإذا هو متزر بإزار قطر قد انتثرت حاشيته وقال عليك السلام يا رسول الله فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم عليك السلام تحية الموتى فقال يا رسول الله أوصني فقال لا تحقرن شيئا من المعروف أن تأتيه ولو أن تهب صلة الحبل ولو أن تفرغ من دلوك في إناء المستسقي ولو أن تلقى أخاك المسلم ووجهك بسط إليه ولو أن تؤنس الوحشتان بنفسك ولو أن تهب الشسع قال أبو عبد الرحمن سهم بن المعتمر ليس معروف

 

أخبرنا محمد بن بشار قال ثنا عبد الوهاب الثقفي قال ثنا خالد عن أبي تميمة واسمه طريف بن مجالد البصري عن رجل من بلهجيم أنه أتى رسول الله صلى الله عليه وسلم قال قلت أوصني قال لا تسبن أحدا ولا تزهد في معروف

 

[-: 9614 :-] Sehm b. Mu'temir, Huceymı'den bildiriyor: Huceymı, Medine'ye yetişti ve Resulullah'l (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine sokaklarından bir sokakta buldu ve ona eşlik etti. O kalın bir hırka giymişti ve kenarları sökülmüş Katarı bir izara bürünmüştü. Huceymı: "Aleykesselam, ey Allah'ın Resulü!" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Aleykesselam ölülerin selamıdır" buyurdu. Huceyrmı: "Ey Muhammed! Bana tavsiyede bulun" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yapacağın hiçbir iyiliği. küçümseme. Bir ip parçası veriyor olsan bile. Bu iyilik, kovandaki suyu su dağıtan birinin kabına boşaltmak olsa bile. Bu iyilik Müslüman kardeşinle buluştuğunda güleryüz göstermek olsa bile. Bu iyilik üzgün birini konuşturup teselli etmek olsa bile. Bu iyilik bir ayakabı bağı hibe ediyor olsan bile" buyurdu.

 

Nesai der ki: Sehm b. el-Mu'temir tanınan biri değildir.

 

Tuhfe: 2124

9611. hadiste tahrici yapıldı.

 

 

 

[-: 9615 :-] Adı Tarif b. Mudılid el-Basri olan Ebu Temime der ki: Adamın biri, Belhuceym'den bildiriyor: 0, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gitti ve: "Bana tavsiyede bulun" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kimseye sövme. Hiç bir iyiliği de küçümseyip terk etme. Bu iyilik kardeşinle güleryüz ile konuşmak olsa bile. Bu iyilik, kovandaki suyu su dağıtan birinin kabına boşaltmak olsa bile. İzarın uzunluğu bacak baldırlarının ortasına kadardır. Daha da uzatmak istersen biraz daha indirirsir;. İzarını yerde sürümekten sakın. Çünkü izarı yerde sürümek kibirliliktir. Allah Teala ta kibiri sevmez" buyurdu.

 

Tuhfe: 2124

9611. hadiste tahrici yapıldı.

 

 

أخبرنا محمد بن عبد الله بن المبارك قال ثنا أبو هشام المغيرة بن سلمة المخزومي قال أبو عبد الرحمن وهو ثقة قال ثنا سلام بن مسكين قال ثنا عقيل بن طلحة السلمي عن أبي جزي الهجيمي أنه قال يا رسول الله إنا قوم من أهل البادية فنحب أن تعلمنا عملا لعل الله ينفعنا به قال لا تحقرن من المعرف شيئا ولو أن تفرغ من دلوك في إناء المستسقي ولو تكلم أخاك ووجهك إليه منبسط وإياك وتسبيل الإزار فإنها من الخيلاء والخيلاء لا يحبها الله وإذا سبك رجل بما يعلمه فيك فلا تسبه بما تعلمه فيه فإنه يكون أجر ذلك لك ووباله عليه

 

[-: 9616 :-] Ukayl b. Talha el-Sülemi, Ebu Curey el-Huceymi'den bildiriyor: Huceymı: "Ey Allah'ın Resulü! Biz çölde oturan bir kavimiz. Bizlere bir şeyler öğretmeni istiyoruz. Umulur ki Allah bize bu iyilikle fayda sağlar" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hiçbir iyiliği küçümseme. Bu iyilik, kovandaki suyu su dağıtan birinin kabına boşaltmak olsa bile. Bu iyilik kardeşinle güleryüz ile konuşmak olsa bile. İzarını yerde sürümekten sakın. Çünkü izarı yerde sürümek kibirliliktir. Allah Teala ta kibiri sevmez. Adamın biri sende bildiği bir şeyle (kusurla) sana söverse, sen de onda bildiğin bir şeyle (kusurla) ona sövme. Öyle yaparsan sevap senin, vebal da onun olur."

 

Tuhfe: 2124

9611. hadiste tahrici yapıldı.